biz bu yerde pek sıkıştık — нам было очень тесно в этом месте
parmağı kapıya sıkıştı — ему прищемило палец дверью
bu parayı ancak sıkıştığın vakit sarfet — трать эти деньги, только когда тебе будет туго
göğsüm sıkıştı — сдавило грудь
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
sıkışmak — sıkışmak, sıkmakta yardım ve yarış etmek II, 104 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sıkışmak — nsz 1) Birbirine basınç yapacak kadar yaklaşmak Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar. M. Ş. Esendal 2) Basınçla iki şey arasında kalmak Parmağı kapıya sıkışmış. 3) Dar bir yere… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbi sıkışmak — yüreği sıkışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyruğu kapana kısılmak (veya sıkışmak) — çok zor duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği sıkışmak (veya tıkanmak) — 1) kalp atışları düzensiz olmak, sıkıntı duymak 2) mec. bir meseleden dolayı aşırı üzülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı sıkılmak (veya sıkışmak) — herhangi bir güçlük karşısında kalmak, bunalmak Baba dostu bir adam, başı sıkıldıkça Edip Münir ona koşar. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gısılmak — sıkışmak … Beypazari ağzindan sözcükler
çiklişmek — sıkışmak, düğüm sıkışmak II, 210bkz: çigilmek, çiktürmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sıklışmak — sıkışmak, sıkılmak., I I, 216 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yuş bolmak — sıkışmak III, 4 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
daralmak — nsz 1) Dar duruma gelmek, küçülmek 2) Azalmak Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış. R. N. Güntekin 3) Zayıflamak Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi. S. F. Abasıyanık 4) mec. Güçleşmek, zorlaşmak Geçimi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
